Bunun iki değişik nedeni var. Birincisi, deniz ve göllerin sadece üstten
soğuyabilmesi. Havanın sıcaklığı mevsimlerle sürekli değişir. Buna
karşın, suyun altındaki yer uzun yıllar boyu aynı sıcaklıkta kalır.
Gerçi ara sıra volkanik aktiviteler nedeniyle su alttan ısınabilir, ama
alttan soğuması hiç bir zaman söz konusu değil. Bu nedenle, havanın
soğuk olduğu durumlarda, su üstten ısı kaybettiği için, suyun içindeki
sıcaklık aşağıdan yukarıya doğru azalıyor. En soğuk yer en üstte olduğu
için de donma buradan başlıyor.
İkinci nedense biraz daha önemli. Buzun yoğunluğu suyunkinden daha az. Bundan dolayı, suyun içinde
bulunan
herhangi bir buz kütlesi, kaldırma kuvvetinin etkisi altında su yüzüne
çıkma eğilimindedir. Buna, bir de suyun yoğunluğunun 4°C’de en yüksek
değerine ulaştığını ekleyelim. Yoğunluk farkı nedeniyle kaldırma kuvveti
etkisini hissettirir. Eğer suyun sıcaklığı her yerde 4°C’nin
üzerindeyse, sıcak su yukarı çıkar, soğuk su da aşağı iner (çaydanlıkta
kaynayan su gibi).
Ama eğer sıcaklık her yerde 4°C’nin altındaysa, bu
defa soğuk su yukarı çıkar, sıcak su da aşağı iner. Bu da donmanın en
soğuk olan yerden, yani yukarıdan başlaması anlamına geliyor.
İşte bu
nedenden dolayı, buzluğa bir bardak su koyduğunuzda da donma ilk önce
tepeden başlar. Bardağın yanlardan ve alttan ısı kaybetmesi bu gerçeği
değiştirmiyor. Fakat, donma başlayıp suyun üstünde bir buz tabakası
oluştuktan sonra işin rengi biraz değişebilir. Çünkü buz, ısıyı daha
zayıf iletir. Bu nedenle, yanlardan ve alttan olan ısı kaybı, üstten
olan kayıptan daha fazla olabilir (bu bardağın ısıyı ne kadar iyi
ilettiğine bağlı). Eğer bardak kanalıyla gerçekleşen ısı kaybı çok
fazlaysa ve soğuk suyun yukarı yükselmesi için yeteri kadar zaman yoksa,
bardağın yan ve alt yüzeylerinde de donma başlayabilir. Bu da ilginç
bir duruma yol açar: Buzdan bir kabukla paketlenmiş su.
Her durumda suyun ortası en son donar.
0 yorum:
Yorum Gönder