Güneşin batışında gökyüzünün aldığı sıcak ve parlak kırmızılık ,en usta
ressamların bile fırçalarıyla canlandırmayacakları güzellikte bir
görünümdür. Bazen bu görünüme dalar,"güneş ne kadar kırmızı" deriz.
Gerçekte
güneşin kırmızı renk almadığı hiçbir şekilde değişmediği herkes
tarafından bilinir.Sadece günün belirli bir zamanında bu görünüşü alır.
Aynı anda binlerce kilometre ötede batıdan güneşe bakan kimseler, onu
hiç de bizim gördüğümüz gibi "kırmızı" görmezler.Güneşin batışından
esinlenerek şairlerin yaptığı "bakır bir tepsi" ,"ateşten bir küre ",
"kocaman,ateş rengi bir çiçek" gibi benzetmeler onlar için söz konusu
değildir.Güneş batışını renklendiren, güneş ışığının atmosferimizde
aldığı mesafeden başka bir şey değildir.Güneş alçaldıkça,ışıklarının
atmosferde aldığı mesafe daha artar.
Burada sırası gelmişken,
güneş ışığının bir renk dizisi karışımı olduğunu özellikle belirtelim.
Normal olarak, bu renkler karışımı ışık gözümüze beyazmış gibi gelir.
Fakat atmosferde hava, toz, su buharı ve başka maddelerin molekülleri
vardır. Güneş ışığı bu moleküllerden geçerken, zerrecikler değişik
renkleri yayarlar,dağıtırlar. Yeryüzünün atmosferi, moru, maviyi ve
yeşili,kırmızı ve sarı renklere oranla daha çok dağıtır.
Dolayısıyla,güneş alçaldıkça ışıkları daha kırmızı ve sarı karışımı bir
renk alır.
Işığın bu şekilde dağılıp yayılması, gökyüzünün mavi
görünmesi de açıklar. Mor ve mavi ışıkların dalga uzunlukları çok
kısadır. Atmosfer tarafından,kırmızı ışık dalgalarına oranla 10 kat
fazla dağıtılıp yayılır. Yani kırmızı ışınlar atmosferden geçip ulaştığı
halde, mavi ışık dalgaları direk olarak gelmez, hava, su ve toz
zerrecikleriyle dağılıp yayılırlar.
Gökyüzünü devamlı olarak mavi görmemiş, işte bu olgunun sonucudur.
Kısaca
söylemek gerekirse, güneşin batışı esnasında kırmızılaşması diye bir
şey söz konusu değildir. Sadece güneş ışıklarıyla ilgili optik bir işlem
olmaktadır.Bu işlem sonucu gözümüze ulaşan ışınlar,batarken güneşi
kırmızıymış gibi görmemize sebep olur.
0 yorum:
Yorum Gönder